Eti Arkeoloji Müzesi

Müzenin temeli 1945 yılında çevreden derlenen eserlerin Eskişehir Alaaddin cami'nde depolanmasına dayanır. Daha sonra 1966 yılında Odunpazarın' nda bulunan Kurşunlu cami'ne taşınmıştır. Müzenin şimdiki yerine taşınması ise, 1974 yılında gerçekleşmiştir. Müzede 18 bine yakın eser bulunmaktadır.

Müze binası üç salondan oluşmaktadır:

• 1.Salon: Neolitik, Kalkolitik Eski Tunç, Hitit ve Frig çağlarına ait hayvan ve bitki fosilleri bulunur. (Demircihöyük kazısından
• 2.Salon: Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden eserler ile Antik ve İslâmi devirlere ait sikkeler.(Alpu Bucağı Kocakızlar Tümülüsü'nden ve Sivrihisar İlçesi Ballıhisar Köyü, Pessinuskazıları ) 
• 3.Salon: Taş eserler sergilenir. Bunlar, Roma ve Bizans dönemlerinden mermer adak heykelcikleri, heykeller, lahitler Şayhöyük (Dorylaeum) Roma Çağı yer mozaikleri ve Babadat kazısı buluntuları.

Ayrıca müzede, yöresel giysiler ile birlikte etnoğrafik malzemelerin sergilendiği bir etnografya bölümün ile mermer , heykel pişmiş toprak küp gibi parçaların sergilendiği bir bahçe de bulunmaktadır. 

22 bin 543 eser .Bu sene 50’nci yılını kutlayan ETİ’nin hayata geçirdiği müzenin eser sayısı, Seyitgazi ve Afyonkarahisar Müzeleri’nden devredilen 3 bin 525 eser ile toplam 22 bin 543 adedi buluyor. Şu an sergilenenler ise eserlerin sadece 2 bin parçalık bir bölümü. Konferans ve benzeri etkinlikler için çok amaçlı sergileme birimlerini bünyesinde bulunduran müzede, laboratuvar ve fotoğrafhane bölümleri de bulunuyor. Müzenin Cam Salon adlı yarı teşhir salonu ise süreli sergi mekanı olarak düşünülüyor. 

Müze bahçesine girdiğiniz zaman sizi M.S. 2. ve 3. yüzyıllara ait heykeller, lahitler ve Selçuklu döneminden kalma sandukalarla karşılıyor. Paleolitik, Neololitik Kalkolitik, Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler Anadolu toplumlarının geçmişten günümüze uzanan tarihsel ve kültürel gelişimine ve elbette inançlarına da ışık tutuyor.

Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi en çok TÜBİTAK’ın desteği ile ODTÜ tarafından geliştirilen dijital sergileme teknikleri ile dikkat çekiyor. Oyun  teknolojisinden yararlanarak kurulan video programları sayesinde, Alpu Kocakızlar Tümülüsü’nü keşfe çıkabilecek, at arabasıyla antik kentleri dolaşabileceksiniz.